27 Ocak 2016 Çarşamba

Ben Bir Malım!

     

           Ben bir malım... Başlık parasına, arsaya, silinecek borca karşılık satılabilecek bir mal.... Söz hakkım yok.. Hayallerim yok, itirazım yok, İsyanım kadere, sadece bana verilen görevleri yapabilirim. Cinsellik mi o da ne. Bir köleden farkım yok, sessizce kaderime küsebilirim, depresyona da girebilirim görevlerimi yaptığım sürece! ikinci, üçüncü, hatta dördüncü eş olabilirim babam hatta dedem yaştakilere. Eğitim mi o da ne kadın dediğin saçı uzun aklı kısa. Okuyup da kötü yola mı düşeyim... Çocukken çocuk yetiştireyim... Tabi ya bir çocuğu en iyi çocuk anlar...  Çok doğurmuşum, kız doğurmuşum, insan doğurmuşum kime ne...
          Ben bir kızım, kadınım, anayım... Kime ne 21. yüzyıl uzay çağı diye övündüğümüz bu devirde malın tanımını bile doğru düzgün yapamıyoruz. Uzaya gidebiliyoruz ama çocuk gelinler de var bu dünya da,öldürülenler de, taciz edilip tecavüze uğrayıp suçlu çıkanlarda var...

          DHA :  Bağdat Caddesi’nde bıçak zoruyla cinsel saldırıda bulunan zanlı tutuklandı

          Kadıköy’de  24 Ocak 2016 tarihinde saat 03.00 sıralarında evine giden 19 yaşındaki üniversite öğrencisi E.F.B.’ye tecavüz ettiği için gözaltına alınıp savunmasında “Şeytana uydum” diyen servis şoförü Cengiz A., ‘nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘gasp’ suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
          Evli ve iki çocuklu olduğu öğrenilen şüphelinin evinde E.F.B.’den gasp ettiği cep telefonunun da bulunduğu belirtildi. ( HALA EVLİ, ÇOCUKLU İNSANLARIN, İMAMLARIN, ÖĞRETMENİN, KENDİ EVLATLARINA KARŞI ANNE BABALARIN DA BİRER CANAVARA DÖNÜŞEBİLECEĞİNİ KABUL ETMEKTE ZORLANIYORUZ. MERHAMET BAŞKA BİRŞEY..
          Soruşturmada güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen polis, saldırganın eşkalini tespit etti. Şüphelinin koşarak olay yerinden uzaklaştığı daha sonra bir minibüse bindiği görüldü. Cengiz A. dün sabah saatlerinde yapılan operasyonla gözaltına alındı.
          Ancak zanlı daha sonra çıkarıldığı mahkemede suçlamaları reddedip, E.F.B.’nin gerçekleri saptırdığını ileri sürdü. .
          
          BURAYA KADARINI ANLADIK! ASIL PROBLEM BURDAN SONRASI: 
           Türkiye'de bir nesil var; Genç bir kızın neden şehrin göbeğinde tecavüze uğradığını değil de, onun neden gece yarısı dışarda olduğunu sorgulayan kirli/ahlaksız/vicdansız bir nesil.
Bir de utanmadan Twitter'da anket yapıp dalga geçen bir nesil. Yazık, çok yazık.. (Kİskender)
           Az önce tesadüfen izledim aşağıdaki videoyu gözyaşlarıma hakim olamadım. Bugün ne yemiş ne içmişsem ne solumuşsam göz yaşı olarak aktı içimde koca bir boşluk oluncaya kadar... Güldünya geldi aklıma... Özgecan geldi... İsimlerini bilmediğim son 5 yılda  kocası,eski kocası yada abisi tarafından katledilen bin yüz otuz dört  kadın geldi...





 videodan içime oturan sözlerden:
                    " YA ÇOCUK MASUMİYETİNE NE DİYORSUNUZ?                                          ÇOCUKLAR NEYİ YANLIŞ YAPTILAR ONLARI BÖYLE EVLENDİRİYORSUNUZ? 
                       ONLAR YALNIZCA ÇOCUKLAR NE BİLEBİLİRLER Kİ?
                       BU BİZİM SUÇUMUZ DEĞİL.  ÖLMEYİ TERCİH EDERİM.                           ONLAR BİZİM RÜYALARIMIZI ÖLDÜRDÜLER. ONLAR İÇİMİZDEKİ HER ŞEYİ ÖLDÜRDÜLER. "
                                                         
          Babam gelir aklıma birisi babasından eziyet gördü mü ... Ahhhh derim canım babam sen erkenden gittin de böyleleri hala dünyada... Evet az dayağını yemedik babamızın ama acısı geçici oldu hiç kalıcı yarası yok... Ne maddi ne manevi...  Vurduğu yerde gül bitmedi elbet ama hiç korkmadım babamdan. Hiç endişe duymadım geleceğimden. Okurdum elbet istersem, istediğim işi yapar, istediğimle evlenirdim, dilersem boşana da bilirdim güvenle dönebileceğim bir baba evim vardı elbet...

          Bir de Irak 'ta bir çok yerde  7 yaşına gelmiş kız çocuklarının sünnet edildiğini biliyor muydunuz? 3 yıl önce yine tesadüfen videosunu izlemiştim kanım donarak... üç gün tam üç gün evden dışarı çıkamamıştım. İnsan kılığında kimseyi görmek istemediğimden. Ya da cinsiyetimden utandım bilmiyorum. Allah'ın emirlerinden birisi olduğunu düşünen bir grup insan erkek çocuklarına anlı şanlı sünnet düğünleri yaparken; kız çocukları kapalı kapılar ardında, ahırlarda, steril olmayan ortamlarda sadece jiletle sünnet ediliyor. Neresi mi? anladığım kadarıyla klitoris... Sebebi mi ne? Kadınlar zevk alamasın ki eşlerini aldatmasınlar... Düşünebiliyor musunuz? Eşlerini aldatamasınlar...  Ya sebebi buymuş, bunun İslam'ın emirlerinden olduğunu iddia ediyorlar. İşte bu yüzden dünyanın bir çok yerinde sadece geri kalmış yerlerde değil ileri , medeni! olduğunu iddia eden bir çok ülkede de kadın hala "MAL"...videosunu aşağı bırakıyorum.


Ayrıca; 

  •  Hindistan'da, kız çocuklarının %47'si 18 yaşından önce evleniyor.
  •  Erkek çocukları da aynı şekilde erken yaşta evlilik için zorlanıyor fakat kız çocuklarında görüldüğü kadar sık rastlanan bir durum değil bu.
  •   Bangladeş, çocuk yaşta evliliği yasaklamış olmasına rağmen, bu konuda dünya üzerinde karşılaşılan en yüksek oranlardan birine sahip.Dünya genelinde, günde yaklaşık 39.000 kız çocuğu erken yaşta gelin oluyor.
  •  Dünya genelinde, günde yaklaşık 39.000 kız çocuğu erken yaşta gelin oluyor.
  •  Dünyada her 5 kız çocuğundan biri çocuk gelin oluyor.
  •  1985 yılında Etiyopya'da ortalama evlilik yaşı 15 olarak tespit edilmiş, bundan yaklaşık 30 yıl sonra sonra, zaman içinde değişen yasalara ve halkın eğitim düzeyine bağlı olarak, ortalama evlenme yaşı 19'a kadar çıkmıştır.

















26 Ocak 2016 Salı

Kore Dizileri (Takıntı mı yaptı ne :) You Came From Stars / My Love from stars 2

     Tatile girmenin verdiği rahatlıkla, hava şartları yüzünden pek dışarı çıkamamakta eklenince (sanki tatil öncesi hayatım çok farklıymış gibi) yine pc başında, dizi peşinde zaman öldürüyorum. 

2. You Came From Stars / My Love from stars: 
Bu bir uzaylı filmi, ama eğlenceli, romantik, bazen gerilimli. Esas oğlan yaklaşık 400 yıl önce dünyaya inmiş, İnsanları ve insanlığı araştıran bir uzaylı. Ayrıca işitme ve hız konusunda yetenekli. Dünyaya araştırma yapmaya, numuneler almaya gelmiş, güzel güzel 400 yıl kadar burada kalmış tam kendi gezegenine gitmesine 3-4 ay kala sen tut aktirist olan şımarık esas kıza aşık ol. Şimdi gitsin mi, kalsın mı kalacaksa bunu nasıl başarsın.Gidecekse kız bununla nasıl baş etsin...  Bana çok komik gelen sahneler vardı. son bölüme kadar oldukça eğlendim. Ama esas kızın esas oğlanı özlediği, onsuz olamayacağını anlattığı bir sahne vardı ki çok etkilendim. Bana göre her oyuncu özlem ve ayrılık acısını anlatamaz. sadece ağlamakla, yerlere yatmakla, tepinmekle, anıları hayal etmekle olmaz. Öyle bir ifade takınırsın ki karşı taraf aynen alır o hissi işte bu dizi de öyle bir sahne vardı bence.





25 Ocak 2016 Pazartesi

Kore Dizileri (Takıntı mı yaptı ne :) It's Okay, That's Love / It's Alright, It's Love 1

          Yaklaşık 6 yıldır ramazan ayında izlediği 30 günlük yemek programları dışında asla asla asla tv izlemiyorum. haberleri  netten takip ediyorum. Belki netten haftada iki film izliyorum. Ama bu yıl nasıl olduysa arkadaş tavsiyesi hatta ısrarıyla tekrar başladığım kore dizisi ikincisini beşincisini derken sanırım 50. yi beraberinde getirdi. Uzun süre evde raporlu olunca durum daha vahim bi hal aldı.
           Senaryolarını çok beğeniyorum. Kültürlerini yaymaya çalışmalarını takdir ediyorum. Devlet kültürlerini korumak için dizilere ayrı bir önem veriyormuş. Hatta bir çok aktörün askerliğini; Kore kültürünü korumaya ve yaymaya çalıştıkları gerekçesiyle tecil ediyormuş hükümet.  Kendi kültürümüzden de çok şey bulunca daha samimi geliyor sanırım. Gelin- Kaynana atışmaları. İstenilmeyen gelini oğlundan ayırma çabaları. Eve asla ayakkabıyla girmeyip ev terliği kullanmaları :) Müstehcen sahnelerin yok denecek kadar az olması, yer sofrasında yemek yemeleri, yer yatağında uyumaları, zengin kız fakir oğlan ("o bizim aileye uygun değil") durumları vs. ne bileyim ben sevdim gitti işte :)
             Aslında bu bir tavsiye yazısı değil, ne o zaman ne bileyim ben :) (hastayım hasta o yüzden bu tripkolik haller;) siz bana bakmayın ) İşte beğendiğim bir kaç diziyi konusuyla paylaşmak istedim. Zamanınız varsa, canınız sıkılırsa, farklı şeyler izlemek istiyorum derseniz ben pes edip tavsiye ederim. :D


1.  It's Okay, That's Love / It's Alright, It's Love:  

 

4 farklı karakterde ev arkadaşının yaşadıkları eğlenceli, komik anlar anlatılıyor, işin içinde mutlaka aşk var. Esas kızımız işinde uzman bir psikiyatrist.(küçükken annesinin babasını aldatışına şahit olduğu için erkeklere karşı ilgisiz ve çok dağınık) Esas oğlumuz ünlü, başarılı bir yazar.( aynı zamanda Obsesif kompülsif bozukluğu var çok titiz ve düzenli)  Her bir oyunculuk bir başka güzel, Kesinlikle bayıldım, senaryosu da oyuncular da on numara beş yıldız. Çok güldüğüm sahnelerde oldu. çok ağladığım sahnelerde...  Ama bir kıza kibir, ukalalık bu kadar yakışırken bir adama da ağlamak bu kadar yakışır...
       Benim favori dizim oldu.



    Filmin müzikleri de hoşuma gitti benim 

                                     

    24 Ocak 2016 Pazar

    40 YIL HATRIM OLSUN...







    Kahvede içilen ilk yudum; tanışma, ikinci yudum; alışma, üçüncü yudum; anlaşma demektir. Son yudum fal heyecanıdır. hızlı içilir. :) 

    EŞLE; içilen kahve : HUZUR'dur..!
    Köpüklere GÜVEN karışır, dudağının kenarına hafif bir TEBESSÜM kondurur..!
    ANNEYLE içilen; hadi bir sohbet ederken kahve içelim : GÜÇ'tür..! Köpüğünde ANNE ŞEFKATİ vardır, TELVESİNDE hayatın yorgunluğu..!
    BABA ile içilen kahve : SEVGİdir..!
    Az şekerli, HEP BENİMLE OL'dur telvesi..!
    BEKLEMEDİĞİN bir anda gelen kahve : BAŞKA'dır..! Isıtıverir içini..!
    YORGUNKEN içilen kahve : HAFİFLETİR, yorgunluğunu alır..!
    DOSTLARLA içilen kahve : NEŞE'dir..!
    Kahkahalar KÖPÜKLER üzerinde yüzer..!
    TEK BAŞINA balkonda içilen kahve : YANLIZLIK'tır;
    ACIDIR TADI. Köpüğü de, telvesi de GÖZYAŞI kokar..!
    O yüzden; yalnız içmeye GÖNLÜM elvermedi..!
    İstedim ki : KAHKAHALARIMIZ; birlikte köpükler üzerinde yüzsün..!
    AFİYET OLSUN  (alıntı)


    TEK BAŞINA balkonda içilen kahve : YANLIZLIK'tır;
    ACIDIR TADI. Köpüğü de, telvesi de GÖZYAŞI kokar..!  AAA neden öyle olsun canım. Tam tersi;

    TEK BAŞINA balkonda içilen kahve : YAŞAM SEVİNCİ'dir, KİŞİSEL GELİŞİM'dir;
    TADI KENDİNE GÜVEN'dir. Köpüklere BEN ÇOK DEĞERLİYİM, KENDİMİ SEVİYORUM karışır. Balkonda olduğun için SOSYAL GÖZLEM YETENEĞİN ( DEDİKODU) gelişir. Seni göreni çookkk kıskandırır. Ayrıca misss gibi kokar. tek başına içilen kahve;  telvesiyle yüze peeling yapılması demektir. Yada dipteki telvenin parmaklanarak yenmesi. Bu keyif değilde nedir. 

    Yanına da çikolata, lokum ohhh. Ama kabul ediyorum kahvenin yanına en çok sohbet yakışır. 

    Asıl şimdi AFİYET OLSUN ...     




    22 Ocak 2016 Cuma

    Tavuk Suyuna Çorba...

     Hastayım... üşüttüm muhtemelen, grip olmuşum. Buralar soğuk 3G var memlekette. (Gar,Gış,Gıyamet) Malum bu hastalık bol bol dinlenmek ister, sıcak bir şeyler içmek gerekir, bol sıvı tüketmek, meyveye sebzeye gömülmek, ama en çok ilgi ister... Baş ağrısı bi taraftan, burun akıntısı, göz yaşarması, öksürük fena ciğerlerim sökülecek sanıyorum. Öksürmeye bi başlıyorum bittiğinde yorgun düşüyorum öksürmekten. kemiklerim sızlıyor sanki...
              Bugün yataktan çıkmak zor gelirken kendi ıhlamurumu kendim yapınca neyse de, kendi çorbamı pişirip yerken  zor geldi yalnızlık... ağladım... ağladım... ağladım...
              Yalnız yaşamak benim için bulunmaz nimet zor insanım vesselam. Çok memnunum hayatımdan, çok rahat hissediyorum. Kafa nereye ben oraya ohhh mis. Ama senede bir iki defa başıma gelen şu hastalık durumu var ya çok sarsıyor beni karakterim yaş aldıkça zayıflıyor sanırım. Daha duygusal daha alıngan mı oluyorum ne... Anne eli değmiş çorba istedim. annemin eli bir kerecik sırtımda dolaşsın diledim. sıcak su torbası için suyun başında beklemeyeyim de annem getirsin istedim... koskoca 5 haftayı bir ayağım alçıda tek başıma geçirdim bana mısın demedim. Hiç aranmadım böyle ama gel gelelim şu grip tüm psikolojimi alt üst etti.
              Bizim oralarda hastayım dedin mi bir kaç aşamada kurtulursun hastalıktan...

    •           Mutlaka sırta vicks sürülüp sıcak havluyla örtülecek.
    •           Bol karabiberli, bol limonlu tavuk suyuna çorba içilecek.
    •           Yataktan çıkılmayacak ayaklara sıcak su torbası yapılacak.
    •           Terleyince bir duş alınacak.
    •           Doktora falan gidilmişse ilaç varsa zamanında içilecek. Yoksa bi Gripin'e bakar iş. yada Tylolhot içilecek sıcak sıcak.
    •           Ara ara ıhlamur çayı boğazı yumuşatacak.
    •           Memlekette ondan bol ne varsa artık limon, portakal, mandalina greyfurt ömrünün geri kalanında yemesen de vücuduna vitamini yetecek kadar C vitamini depolanacak.

               Ah işte en önemlisi bunları anne yapacak sana, "Nasıl oldun kuzucum" diye soracak arada, sıcacık gülümseyecek. Tabi hastasın bu durum senin umurunda olmayacak, nankör evlat nazlanacaksın tabi, şımartılmak isteyeceksin...
                Ben yaklaşık 14 yıldır ailemden ayrı çoğu zaman yalnız yaşadığım için tüm bu basamakları ki en önemlisi yani son basamak olmadan kendim yapıyorum ve biliyorum ki böyle zamanlarda birisi olsa nazlanabileceğim çok daha hızlı iyileşirim.
              Yine hastalandım yine çorbamı tek başıma pişirdim ki nasıl zorlandım anlatamam. Ama en çok yalnız başıma kimsenin eli alnıma, omzuma yada sırtıma değmeden içerken zorlandım. Çok ağladım içimden de sessiz çığlıklar attım "Ben annemi istiyorum" diye. Telefondaysa hafif üşütmüşüm merak etme diyebildim. uzun lafın kısası yalnızlık hem lüks hem zor zanaat. Hastalara şifa dertlilere deva diliyorum. Sevgiyle ,sağlıklı kalın...


    Bir Tek Annem Olsun! 

    Bu arada madem tavuk suyuna şoorrba dedim bi de tarif vereyim kendi çapımda :D

    Malzemeler

    • 3 adet tavuk göğüs eti ( gözü doymaz ben çok tavuklu seviyorum. kaşığım kendini intihar eden tavuk parçalarıyla dolup taşsın istiyorum :)
    • 1-2 parça baget ( göğüs yağsız olduğundan bu parçaların yağı lezzet katacaktır.
    • küçük boy kereviz, yada yarım kereviz ve bir iki dal kereviz yaprağı
    • 1 kuru soğan 
    • 1 diş sarımsak :) onsuz olmaz :))))
    • patates
    • havuç ( başka sebzelerde eklemek isterseniz damak zevkinize göre eklenebilir.
    • Sıvı yağ-  baharat
    • salça ( isteğe göre ben tercih etmiyorum onun yerine pul biberi yardırıyorum :) 


    Hazırlanışı:
     Birbirine yakın boylarda kuş başı büyüklüğünde doğradığımız patatesi, havucu ve kerevizi, kereviz yaprağını ve sarımsağı yağını ısıttığımız tencerede çok değil bir iki çevirerek kavuruyoruz. sonra kuş başından accuk küçük  doğradığımız tavukları da ekleyip bir iki çevirip salçasını( isteğe göre) ekleyip yaklaşık 1,5 lt sıcak suyu ilave ediyoruz. doğramadan soyduğumuz soğanı tüm haliyle tencereye ekleyip ağzını kapatıyoruz ve iyiiiiiceeeeeee kaynatıyoruz. en son servis ederken damak zevkine göre baharat ama özellikle karabiber ekleyip afiyetle yiyoruz. Servis öncesi tüm soğanı ve kereviz yapraklarını tencereden alıyoruz. Ayrıca eğer istenirse yaklaşık bir avuç şehriye de eklenebilir. Ben sevmiyorum o ayrı ... afiyetle...
                       
                        Söylenmemiş Ne Varsa...

                         


    15 Ocak 2016 Cuma

    2016'dan merhaba...

    Uzun zaman oldu. Yazmayı da özlemişim okumayı da ...  En son kasım ayında buradaydım... sonra düğün telaşı- hastalık-karne telaşı derken bugünü buldu...    
              Önce kardeşim evlendi düğün önce İzmir de oldu ikincisi Adana da. İzmir de çok güzel geçti. Adana da ev sahibi olunca daha çok yoruldum sanırım. Düğün saati geldi çattı. davetliler hazır, tam gelin- damat girecek sen pistin ortasına sebepsiz yere düş... Düştüm ya düştüm pist boşken kıpkırmızı elbiseyle dikkat çekerken, hiç bir şey yokken, gözüm kararmadı, ayağım kaymadı, elbiseye basmadım hareketsiz kuzenimle konuşuyordum pat diye yerdeyim. Nasıl bi acı düşmemle utancımdan bayılmış numarası yapmam bir oldu. Fakat annemin "ambulans çağıralım" feryadını duyunca oyuna daha fazla devam edemedim. Hiç bir şey olmamış gibi yerden kalktım. Gelen buz torbasını çeneme yapıştırdım. Millete elimle, başımla ben iyiyim mesajını verdim. Tüm gece buz torbası çenemde oyun oynadım, halay çektim.
            Ertesi sabah erkenden yolculuk var zaten kuzenler tanıdıklar zar zor buluşuyoruz sabaha kadar sohbet muhabbet uykusuz yoldayım. Neyse toplam iki saat sonra evimdeyim taksiden indim iki adım sonra kapımda olmam lazım... OLAMADIM... YERE DÜŞTÜM. Ayağım burkuldu sanırım ama acı çok fena hastaneye gittim sağ ayakta çatlak var. Hadi buyur meğer düğünde olan bunun habercisiymiş :) 5 haftalık raporumu aldım anneme telaşlanmasın diye haber vermedim kendim hallederim herhalde dedim. Zorlanmakla birlikte iyi idare ettim sayılır. Tabi arkadaşlarımın ev sahibimin de yardımlarıyla. Hep yattım, hep yataktaydım, Hep hazır yedim. Hep internette takıldım. Kore dizilerine sardım,(hatta manyak boyutunda sardım :)  bol bol film izledim, kitap okudum.
             Sonra rapor bitti okula döndüm bu defa karne telaşı başladı zaman kısa işler birikmiş olunca iyice yoruldum. Sonunda Cuma günü itibariyle sınavlar- sözlüler-projeler-not girişleri-karne görüşleri derken tüm işler bitti...
          benden haberler böyle... umarım sayfama denk gelen herkes çok çok iyi çok çok sağlıklı, çok çok neşelidir...
             Madem ömür belli zaman dilimlerine bölünmüş. Madem bunlardan en uzun dilim yıl... O zaman 2016 iyi geçsin, mutlu geçsin, özellikle sağlıklı geçsin  falan filan işte...  Aslında tüm ömrümüz böyle geçsin...

           Söylenmemiş Ne Varsa...