27 Ekim 2012 Cumartesi

KEŞKELER YOK. İYİKİLER VAR ARTIK ;)







Hayatımı Yeniden Yaşayabilseydim Eğer ...


 
Amma Bombece Avustralya´da kanserden öldü.
Ölümünden hemen önce şunları yazdı...
"Hayatimi yeniden yasayabilseydim eğer;
Hastayken yatağa girer dinlenirdim.
Ben olmadığım zaman her şey kötüye gidecek diye düşünmezdim.
Gül seklindeki pembe mumu saklamaz yakardım.
Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim.
Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok
arkadaşımı aksam yemeğine davet ederdim.
Oturma odasında TV seyrederken, patlamış mısır yer,
şömineyi yakmak isteyen birisi olduğunda ona engel olmazdım.
Yerler leke olacak diye korkmazdım.
Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım.
Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım.
Saçım bozulmasın diye, arabanın caminin açılmasını önlemezdim.
Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum.
TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim.
Ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım.
Hamileliğimin bir an önce sona erip, doğum yapmayı dilemek yerine,
hamile olduğum her anin tadını çıkarır ve
içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim.
Bu o kadar nadir bir olay ki. Mucize gibi bir şey.
Çocuklarım beni öpmek istediklerinde,
asla "Önce git ellerini yüzünü yıka" demezdim.
Onlara daha çok "seni seviyorum",
ondan da daha çok "özür dilerim" derdim.
Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım
şey; her dakikasını değerlendirmek olurdu.
Dikkatle bak. Gerçekten gör. Yaşa. Vazgeçme.
Küçük şeyler için şikâyet etmekten vazgeç.
Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye
sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi.
Bunun yerine, ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım.
Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve
duygusal her şey için Allah´a şükredin.
Tek bir hayatiniz var ve bir gün sona eriyor."

Amma Bombece

Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz.İyikilerimizin çok fazla Keşkelerimizin çok az olduğu hayat diliyorum hepimize...

SÖYLENMEMİŞ NE VARSA...


konuyu Sertab  ERENER HAYAT BEKLEMEZ le bitiriyorum daha doğrusu
 ahestebeste bitiriyor :)  teşekkür ederim dinlemeyeli o kadar uzun zaman olmuş ki beni kendime getirdi.  ;)


 

13 Ekim 2012 Cumartesi

Ayağımı kırdım...


    Uzun bir aradan sonra hepinize selam olsun... dediğim gibi ayağımı kırdım hem de 3 yerden... Ama tüm kalbimle şükürler olsun rabbime... Ucuz atlattım...
gelelim bunu nasıl becerdiğime; Arkadaşımla kol kola yolda yürüyoruz. Havuza yazılmaya gidiyoruz o yüzden çok heyecanlıyızda. neyse ben ışıklarda beklerden minübüs yolcu indirmek yada bindirmek için durdu bende o durunca karşıya geçmek için sabırsızlandım.Birden yola atladım, 1. adımı attım sanırım 2. adım yarım kaldı. Minübüsün yanından araba çıktı... Hiç olacak şey mi? birşey küt etti devirdi beni yere...
    Yere yığılmamın üzerinden 2-3 saniye geçti geçmedi etrafım insanlarla dolmaya başladı. Önce bu kalabalığın ayrımını yapamadım. Şok geçirmiştim,taş kesilmiştim sanki o yüzden yerde yatarken sadece gözlerimi oynatabiliyordum. Bilincim açıktı Allahtan ne kafamı yere çarpmıştım, ne belimde herhangi bir ağrı vardı. Arkadaşım iyi olup olmadığımı sormuş
-iyi değilm. demişim.
  sonra bi kadın sesi yükseldi:
- Bu kadın suçlu, Bu kadın yola atladı. ( o kadın ben oluyorum )  :)
Bir adam:
- sürücünün hiç suçu yok. Hepisi bu bayanın suçu.
Bir başka adam:
-Bacım ne işin senin yolda.  diyiveriyor. bense hala sadece gözlerimi oynatabiliyorum. (güler misin ağlar mısın)
gençten bir çocuk etrafında dönüp duruyor bir ayinin ortasındaymışım gibi:
- Kimse dokunmasın,kaldırmayın ambulans gelsin,sedye gelsin,lütfen dokunmayın diyor.
Arkadaşım Niymet'im çalışkanım :) canım  ciğerim, olayın şokunda belliki o benden daha fazla korkmuş :( eğilip bana;
-112 miydi? diye soruyor.   Bu durumu çok sonraları aramızda anlatıp anlatıp güldük :)
Birisi yolun karşısındaki hastanenin adını zikrediyor oraya götürelim mi diye tamam diyoruz. Sonra ben iyi olduğumu, bilincimin açık olduğunu hatta kalkabileceğimi söylüyorum. Kalkmaya çalışırken farkediyorum ki sol ayağımı hissetmiyorum. Bunu dile getiriyorum.İnsanlar beni arabaya taşıyorlar.  Bana çarpan araba. Sürücü gençten bir çocuk çok korkmuş. beni hastaneye götürürken yolda özür diliyorum. O da diliyor. oysa onun hiç suçu yok. tüm kusur benim...
acil serviste yapılan muayeneler sonucu öğreniyorum ki sol ayağımda 3 kırık var ... Çok ama çok üzülüyorum bu duruma çok ağlıyorum ama biliyorum ki yapmam gereken şükretmek. Bu kadarıyla geçirmiş olmak. şükürler olsun...
  Daha kötü olabilirdi, belki iki ayak kırılır, belki düşerken kafamı çarpabilir yada yine düşerken yada çarpma esnasında omuriliğim zarar görebilirdi. gerçekten çok ucuz atlattım.
     En yakın hastaneye kaldırıldım yapılan muayene ve çekilen röntgen sonucuna göre sol ayağım da 3 kırık vardı. yarım alçı yapıldı en az 4 hafta gerekir dedi alçının alınması için ki bu süre beni çok üzdü çok uzun bir süreydi benim için. 10 gün sonra kontrole gel dedi. 10 gün sonra Bodrumda gittiğim doktor alçıyı söküp tekrar film çekti sonuca göre aslında iki kırığım vardı ama parça kırıktı.  Bir de emin olamasada filme göre başparmağımda çatlak olabileceğini söyledi. ayağımı tüm alçıya aldırdı. alçıya alan hastabakıcıya hiç güvenmedim. yanlış yaptığını düşündüm hep. ayağım kaynamaz diye çok korktum bunun suçlusunun bu doktor ve hastabakıcı olduğunu düşünüp durdum. eğer kaynamazsa ne yapacağımı düşünerek uykularımı kaçırdım ayrıca bu doktor yeni alçının 5 hafta duracağını söyledi. Çok üzüldüm bu duruma 10 günü geçmişti çünkü kesin 15 gün sonra gel alçını alalım diyecek diye beklemiştim.. farklı sonuç çıktı. aklıma geldikçe ağladım durdum.

      Yeni alçım yapılalı 1 hafta oldu ama ağrılarım eskisine göre arttı. :(  geceleri uyuyamadığım oldu. Özellikle iyileşmeyeceğini düşünmem, kaynamaz bu ayak ben bu seneyi hep alçılı geçiririm düşüncesi,eskisi gibi koşup oynayamam, dans edemem,koşamam,teniz oynayamam düşüncesi beni daha da üzdü.  durup dururken ağlıyordum. Görüştüğüm herkesten dua istiyordum.
 Yanımda desteğini esirgemeyen kaza anından eve gidene kadar yanımda bulunan can dostum Niymet'e ve kaza yapmasına sebep olduğum sürücüye( son ana kadar yanımdaydı ve çok mahçuptu. belliki çok korkmuş :(  )  sonsuz teşekkürler...
 Sonra beni evimde ziyaret eden, iş arkadaşlarıma, ev sahibime ve eşine, kazadan iki gün önce evime taşınan ev arkadaşıma ( şok oldu kız) sonsuz teşekürler...

 

SAVAŞIN KAZANANI OLMAZ...

Aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar; ya ölmeli cellatlar, ya da hiç doğmamalı çocuklar!




Çocukları Gamzelerinden Vurdular.. Çünkü Yanaklarında Umut Yeşermişti...
 
masumiyet bosnalı bir çocuğun katliamda ölmeden önce annesine sorduğu soruda saklıydı

Güneşin işığı vurmuyor minicik anlıma.Kalbim karanlık,ruhum karanlık.

Yoksa güneş doğmadı mı hâlâ.Hadi sabah olsun artık.Çayımızı demliyelim.Bana ekmeğe çikolata sürermisin anne?Çok acıktım.

Yine mi kaçıyoruz!Nereye gidiyoruz anne…Bizim evimiz artık yok mu?Dur! yavaş anne koşamıyorum.Bez bebeğim onlar da kaldı.Bana yeniden yaparmısın anne?

Niye vermediler bebeğimi.Ben onlara hiç kötülük yapmadım ki…

Biz onlara ne yaptık anne!Neden öldürüyorlar bizi.Yuvamızı neden yıkıyorlar.Baba mı nereye götürdüler.Özledim.Babamı istiyorum!Gelsin artık…

Her yerde ateş,kan ,gözyaşı…Sevmek ,sevilmek,gülmek,güldürmek,iyilik ,güzellik varken,bunlar neden.Kollarımızı bağladılar,silahlı adamlar.Niye kızdılar ki…Halbuki en sevdiğim bez bebeğimi de onlara verdim.Durun,bağlamayın ellerimi.Yoksa öldürücekler mi bizi anne.

Çocukları küçük kurşunla öldürürler,değil mi anne?

-Hadi yavrum , kapat gözlerini.Baban bizi bekliyor.  

savaşı zenginler çıkarır masumlar ölür...

.

VE SÖYLENMEMİŞ NE VARSA...