Öncelikle kilo alıp vermekten, gardırop yenilemekten, çatlaktan selülitten, "aa kilo mu aldın sen" lerden, ne giysem yakışmayan hallerimden, hantallıktan miskinlikten bıktım bıktım bıktım... Lütfen bu son diyetim olsun hayatım yoyoya döndü. Al ver al ver... Bu beden de isyan bayrağını çekti... E haklı.
En son ekim gibi bu bir 8 hafta 8 kilo projesidir demiş gerçekten 8 olmasa da 8 hafta da 6.5 kilo vermiş mutlu mesut orta karar bedenle kardeşimi evlendirmiş. İstanbul'a döner dönmez kafası zaten çatlak olan kendime bir de ayak çatlağı ekletmiş, ohhh misler gibi hazır yemiş, hareket etmemiş, tembellikte zirveye çıkmış bayrak filama taşıyan olmuştum. Sonuç : Mutsuz ben... Oyyy ben nerelere gidemm neler edem de bu kiloları verem almayam... Yok anam babam yok. İnsan vücudunun %70 i su benim %70 mide. hem de fantayla karışık :)
Dedim ki Allah aşkına mercimek nedir bu haller yaaa. İnsan bi utanr yaa ya mutlu ol, sev kendini, bu bedeni olduğu gibi kabul et. et ki başkaları da kabul etsin. Ya da madem etmiyorsun ver kurtul kurtul ama Allah aşkına yılın 9 ayını diyet yapıp türlü işkenceler çekip kalan üç ayda hayvana bağlama yaaa.
Şimdi benim gibi boyu 160 ın altı hatunlar iyiyiz, minyonuz, genç gösteriyoruz ama kilo yakışmıyor. Bir de hayal edin ki benim boyum kısa yetmiyor bacak boyum normalden kısa( poposu yere yakınlardan korkacaksın derler bizim oralarda sizin oralardan naber )
Takvimler 23 Ocak'ı gösterdiğinde dedim ki gitme bir yere. Çıkma dışarı, görüşme kimseyle, konuşma bile... E valla işe yaradı. İlk hafta süper geçti. Ne mi yaptım bozuk olan telefonumun tamiri için hiç acele etmedim. Çünkü hayatımda (hayatımızda) bazı insanlar vardır; atsan atılmaz,satsan satılmaz. terkedemediğim , görüşmeyi kesemediğim insanlar var, ancak ne zaman görüşsek hem vallahi hem billlahi hem tillahi moralim bozuluyor daha çok yiyorum. Bir defa bunu farkettim iyi ki de farkettim. Ne yaptım? Yaptırmadım telefonumu etki altında kalmayayım diye. Gelince de whatsapp, instagram yüklemedim tekrardan, zaten mesaj çekemiyorum uzun süredir bir aloya kaldı işim isteyince cevaplıyor istemeyince görmedim diyorum.
Yani beni olumsuz etkileyen durumları ve kişileri fark edip tedbir almaya çalıştım.
1. Canımı sıkıp yememe neden olan kişilerle ilk 10 gün en azından hiç bir şekilde görüşmedim- görüşemedim :)
2. Ev gezmelerine gittim ohhh miss gibi, deli gibi yedim. Canım sağolsun sevdiğim insanlarla, sevdiğim tatlarla beraberim dedim ama Her zamankinden çoook az da olsa daha az yedim. mesela 1 dilim değilde yarım buçuk yemişbeş dilim yedim. 10 kaşık değilde 5-6 kaşık yedim :)))) 3-4 parça değilde 2 parça yedim
3. İnternetten motive edici videolar izledim... izledim... izledim... izledim... (genellikle yabancı dil olanlarını izledim hem çok fazla görsel oluyor hem ne dediklerini çok anlamadığım için nedendir bilmem daha çok motive oluyorum. Nedendir bilmiyorum ama Türkçe olanlar bana iyi hissettirmiyordu. Ne zaman moralim bozulsa. O gün çok yemiş olsam pes etme noktasına gelsem yine izledim... Ben de yapabilirim dedim
4. Kabul ettim eğer istediğim giysileri giyecek, daha hafif ve zinde hissedeceksem, özgüvenim artacaksa bunun bir bedeli vardı. ( az yemek, spor,sabır) bu bir süreçti.
5. Diyetisyenimin çooooookkkk eskiden önerdiği gıda takviyesini kullandım.
6. Dünyanın en tatlı en hassas ev sahibine sahip olduğumu farkettim. :) Böyle bir kaynak bulun kendinize. valla 200gr vermiş olsam hemen farkedip canım nasılda zayıflamışsın yüzün kaşık kadar kalmış demesi için hergün kapısını tıklattım. Müthiş motive kaynağı yaaa can o cannnnnn :))) ama annem öyle mi :)
-ayy anne kızartmasakta buğulasak mı ki.
- Amannnn zaten yok zaten yok. veremiyoruz ki bir daha mı gelecez. (Hadi buyur) :))))))
7. Herkesi her şeyi değil ama reddetmeyi öğrendim. Bir iş arkadaşım var kaldı ki çok severim onu. konuşurken ay ben acıktım diyorum. Offf hocam şimdi whopper menü olacak patatesleri çıtır çıtır acı sosa batıracaksın offf ya diye cümleye başlıyor e can bu çekiyor. E hadi söyleyelim diyorum ama içimin yağları eriyor o menü yenecek. Sipariş için arıyoruz Allahım ne dese iyi yok hocam ben evde yiyeceğim. e lan benim içim gitti ama. Hadi dışardan mı söylesek diyor. Oluuurrrr diyoruz bir eksik geliyor. E sen? yok ben aç değilim. Ama tavuk pilav ayran turşu diyordun az önce. Tarifler havada uçuşuyordu. Baktım hep aynı şey yeter dedim valla bir kere reddedince bi güven geldi. Hadi hamburger yiyelim dediğinde yok hocam az önce kabak yedim ben :))))) size afiyet olsun. Yaaa o zaman bende yemeyeyim sen yemeyeceksen. Bak hele bak duygu sömürüsü :) cevap siz bilirsiniz :)))))))))))))) hehehehe
8. Önceleri mutlaka bir not defterine notlar yazdım.
Ne yedim?
saat kaçta yedim?
kiminle ve nerede yedim?
tuvalete hangi günler çıktım?
ne zaman ve ne kadar spor yaptım? ( hangi saatlerde ve hangi sporla eğlendim)
ne kadar su içtim? vs. bunları
Sonraları ses kaydına başladım. Daha eğlenceli geldi. yatmadan önce de dinliyordum ki çok komik kayıtlar olmuş. :)
İlk haftadan çözdüm ki yalnız yiyorum(doğal olarak) saatler değişken :( genelde pc başında dizi izleyerek yiyorum. İlk 10 günün sonunda notlarıma bakınca anladım ki idarecimle telefonda dahi konuşsam daha çok yiyorum :) arkadaş buluşmalarında daha çok yiyorum. İsmi lazım değil malum arkadaşla ne zaman görüşsem çoookkkkk yiyorum.
kesinlikle dans ya da yüzme benim için mükemmel olsalarda saatler uymadığı için ya da evde üşendiğim için yrüyüş eve gelince de egzersiz yaptım Çözdüm ki ne yaparsam yapayım ikindi vakti benim vaktim :) Hep o saatlerde dışarı çıkıp yürüdüm. En sevdiğim müzikler kulağımda. Ohh miss
9. sadece her 10 günde bir tartılma kararı aldım.
Ohhh miss her şey yolunda tıkırında iken pat annem ziyaretime geldi. Ne zaman hadi annem yürüyüşe çıkalım desem dizim bitsin sonra, namazım bitsin sonra, bugün yorgunum sonra dedi :((( e sanane be mercimek çık sen yürü yok anam benimde motivasyon düştü. Yetmedi e sen ne zamandır hasretsindir bu yemeklere diye düşünen annem eve ne zaman gelsem mutfakta ocakbaşında yakalandı bana. Ya el açması börek yapıyor, ya sarma-dolma, ya mantı yada içli köfe vs. Haydaaaaa bir iki yemem dedim ama benimki de can yani nefis bu terbiyesi öyle çorbaların ki kadar kolay değil. Bu da yetmedi her yaptığından fazla fazla yaptı dondurucuya koydu ben yokken yersin dedi. Hayydaaaaaa e oldu mu bu şimdi annem. Olmadı olamadı. verilenler hızla alında :((( motivasyon yerlerde...
Neyse bu yüz gün oldu bana 160 gün ( 1 ay annem kaldı 1 ayda bana bıraktıkları) 2 ay da böyle geçti. geriye aldığım kilolar da cabası takvimimin 40 gün gerisine düştüm. dolayısıyla 4 kilo offfff offfff neyse bir şekilde yine motive ettim kendimi. ( tabi tabi çok ettim. bu süre zarfında tek bir pantolona girebildim. ikinciyi almam sana dedim kendime. önce ver sonra haket :)))
Temmuz ayı boyunca yine dikkat edip 53 kiloyu gördüm tatile çıkarken ilk yaptığım şey diyetisyen randevusu almak oldu. tatilimin 2. günü diyetisyenle randevuya gittim. rabbim razı olsun 2-3 yıldır en kötü 60 en iyi 52 -53 kilo olup bırakıyordum. bu durumdan yorulmuştum. verdiği listede şimdi beni şaşırtttı normalde hiç açlık hissettirmezdi verdiği listeler. haftada 3 gün yürüyüş verirdi oldu mu 7 gün. pilav yok. makarna yok. tatlı yok. :( yumurta varsa peynir yok peynir varsa yumurta yok hadi buyur dedim kendi kendime. inanılmaz yoğun geçti her sabah 6 da uyanıp yürüdüm. (7 çok geç güneş yakıyordu valla.) bugün kendin için kalk yürü dedim. 1 ay sadece 1 ay sonra istediğin fiziğe kavuşacaksın. hep böyle motive oldum. neredeyse her gün yüzdüm. her yere yürüyerek gittim.10 gün sonra 2. randevuda 49 kilo olmuştum. Ben 49 ben yaaa ben ve 50 nin altı ben en son 11-12 yıl önce 50 altı olmuşumdur. Nasıl şaşkın nasıl mutlu. İnanamadım yaaa. sonra tatilime otelde devam ettim herşey dahil açık büfe olmasına rağmen 10 gün boyunca listemin dışında sadece 2 yemek kaşığı kadar irmik helvası yediğimi hatırlıyorum. Sabret dedim daha iyi sen için bu sefer yemesen ölmezsin. otelden bayram için memlekete gidince olan oldu. Kim görse ay çok zayıflamışsın. aşırı çirkinleşmişsin (ki benim daha verilecek 2 kilom vardı) böcek gibi olmuşsun. Çok çirozsun. safinaz olmuşsun. sözleri akrabaların sen bir daha zor bulursun ısrarlarıyla yine içli köfteler,sarımsaklı köfteler(fellah köftesi) sarmalar dolmalar,mangallar,kısırlar,şırdanlar derkennnn yine 51 oldum 1.5 aydır hala 50 kiloyum hedef 48. (gerçi diyetisyenim 47 olalım diyor ama 49-50 iken bile sadece annem, ablam, şenayım şinanayım ve niymetim çalışkanım içten tebrik ettiler beni.) Çok üzüldüm yaaa size ne size neeeeeeee. Bu güne kadar kiloluydum. bırakın zayıflığın tadını çıkarayım. ama yoookkkk çirkinim işte var mı itirazı olan. bakalım nasıl işleyecek süreç benim için.
İstanbula döner dönmez hem platese yazıldım haftada 2 gün. hem yüzüyorum yine 2 gün bu günlerde de yürüyerek gidiyorum salona ki yaklaşık 40 dk. gidiş 40 dk. dönüş demek.
Artık son iki kilo sonra koruma. inanın koruma için çok ama çok sabırsızım. hatta hala kızıyorum kendime 1 ay önce korumaya geçmiş olabilirdim..
Neyse asıl mesele ne biliyor musunuz. Ben hala aynadaki yeni görüntüme pek alışamadım. Bel oyuntumu görünce gerçekten bu benim bedenim mi diye daha yakından bakıyorum aynaya. evin içinde, kabinde, istediğim kıyafetleri giyebilmek çok güzel bir duygu. eskiden satış temsilcilerine 38 bedenini verir misiniz dediğimde 40 olur size derlerdi hakiketen 40 zar zor olurdu. şimdi 36-34 bedenim ama önemli olan ölçü değil tabi görüntüm. çok mutluyum. bu yolda bana yol gösteren 12 yıldan sonra rekor kiloya ulaşmamı sağlayan Dyt. Aydın Gül'e ne kadar teşekkür etsem az. Not: herkes yaa çok kilon kalmamış ne yapacan diyetisyene gidip dediklerinde çok rahat verirsin ısrarlarına kulaklarımı tıkadım. çünkü çok uzun yıllardır. 60-53 arasında pinpon topu gibiydi bu beden. hiç pişman değilim . Aydın bey benim 3 yılda yapamadığımı 10 günde yaptı. kaldı ki her 60 ı gördüğümde onun verdiği eski listelerimi yapıyordum.
aşağıya 3 görsel bırakacağım. üçüde benim. 1. diyete ilk başladığım 71.2 kilo
2. 55 kilo 3. ise 49 kilo olduğum halim :)))
bırakamadı çünkü bulamadı. :))
En son ekim gibi bu bir 8 hafta 8 kilo projesidir demiş gerçekten 8 olmasa da 8 hafta da 6.5 kilo vermiş mutlu mesut orta karar bedenle kardeşimi evlendirmiş. İstanbul'a döner dönmez kafası zaten çatlak olan kendime bir de ayak çatlağı ekletmiş, ohhh misler gibi hazır yemiş, hareket etmemiş, tembellikte zirveye çıkmış bayrak filama taşıyan olmuştum. Sonuç : Mutsuz ben... Oyyy ben nerelere gidemm neler edem de bu kiloları verem almayam... Yok anam babam yok. İnsan vücudunun %70 i su benim %70 mide. hem de fantayla karışık :)
Dedim ki Allah aşkına mercimek nedir bu haller yaaa. İnsan bi utanr yaa ya mutlu ol, sev kendini, bu bedeni olduğu gibi kabul et. et ki başkaları da kabul etsin. Ya da madem etmiyorsun ver kurtul kurtul ama Allah aşkına yılın 9 ayını diyet yapıp türlü işkenceler çekip kalan üç ayda hayvana bağlama yaaa.
Şimdi benim gibi boyu 160 ın altı hatunlar iyiyiz, minyonuz, genç gösteriyoruz ama kilo yakışmıyor. Bir de hayal edin ki benim boyum kısa yetmiyor bacak boyum normalden kısa( poposu yere yakınlardan korkacaksın derler bizim oralarda sizin oralardan naber )
Takvimler 23 Ocak'ı gösterdiğinde dedim ki gitme bir yere. Çıkma dışarı, görüşme kimseyle, konuşma bile... E valla işe yaradı. İlk hafta süper geçti. Ne mi yaptım bozuk olan telefonumun tamiri için hiç acele etmedim. Çünkü hayatımda (hayatımızda) bazı insanlar vardır; atsan atılmaz,satsan satılmaz. terkedemediğim , görüşmeyi kesemediğim insanlar var, ancak ne zaman görüşsek hem vallahi hem billlahi hem tillahi moralim bozuluyor daha çok yiyorum. Bir defa bunu farkettim iyi ki de farkettim. Ne yaptım? Yaptırmadım telefonumu etki altında kalmayayım diye. Gelince de whatsapp, instagram yüklemedim tekrardan, zaten mesaj çekemiyorum uzun süredir bir aloya kaldı işim isteyince cevaplıyor istemeyince görmedim diyorum.
Yani beni olumsuz etkileyen durumları ve kişileri fark edip tedbir almaya çalıştım.
1. Canımı sıkıp yememe neden olan kişilerle ilk 10 gün en azından hiç bir şekilde görüşmedim- görüşemedim :)
2. Ev gezmelerine gittim ohhh miss gibi, deli gibi yedim. Canım sağolsun sevdiğim insanlarla, sevdiğim tatlarla beraberim dedim ama Her zamankinden çoook az da olsa daha az yedim. mesela 1 dilim değilde yarım buçuk yemişbeş dilim yedim. 10 kaşık değilde 5-6 kaşık yedim :)))) 3-4 parça değilde 2 parça yedim
3. İnternetten motive edici videolar izledim... izledim... izledim... izledim... (genellikle yabancı dil olanlarını izledim hem çok fazla görsel oluyor hem ne dediklerini çok anlamadığım için nedendir bilmem daha çok motive oluyorum. Nedendir bilmiyorum ama Türkçe olanlar bana iyi hissettirmiyordu. Ne zaman moralim bozulsa. O gün çok yemiş olsam pes etme noktasına gelsem yine izledim... Ben de yapabilirim dedim
4. Kabul ettim eğer istediğim giysileri giyecek, daha hafif ve zinde hissedeceksem, özgüvenim artacaksa bunun bir bedeli vardı. ( az yemek, spor,sabır) bu bir süreçti.
5. Diyetisyenimin çooooookkkk eskiden önerdiği gıda takviyesini kullandım.
6. Dünyanın en tatlı en hassas ev sahibine sahip olduğumu farkettim. :) Böyle bir kaynak bulun kendinize. valla 200gr vermiş olsam hemen farkedip canım nasılda zayıflamışsın yüzün kaşık kadar kalmış demesi için hergün kapısını tıklattım. Müthiş motive kaynağı yaaa can o cannnnnn :))) ama annem öyle mi :)
-ayy anne kızartmasakta buğulasak mı ki.
- Amannnn zaten yok zaten yok. veremiyoruz ki bir daha mı gelecez. (Hadi buyur) :))))))
7. Herkesi her şeyi değil ama reddetmeyi öğrendim. Bir iş arkadaşım var kaldı ki çok severim onu. konuşurken ay ben acıktım diyorum. Offf hocam şimdi whopper menü olacak patatesleri çıtır çıtır acı sosa batıracaksın offf ya diye cümleye başlıyor e can bu çekiyor. E hadi söyleyelim diyorum ama içimin yağları eriyor o menü yenecek. Sipariş için arıyoruz Allahım ne dese iyi yok hocam ben evde yiyeceğim. e lan benim içim gitti ama. Hadi dışardan mı söylesek diyor. Oluuurrrr diyoruz bir eksik geliyor. E sen? yok ben aç değilim. Ama tavuk pilav ayran turşu diyordun az önce. Tarifler havada uçuşuyordu. Baktım hep aynı şey yeter dedim valla bir kere reddedince bi güven geldi. Hadi hamburger yiyelim dediğinde yok hocam az önce kabak yedim ben :))))) size afiyet olsun. Yaaa o zaman bende yemeyeyim sen yemeyeceksen. Bak hele bak duygu sömürüsü :) cevap siz bilirsiniz :)))))))))))))) hehehehe
8. Önceleri mutlaka bir not defterine notlar yazdım.
Ne yedim?
saat kaçta yedim?
kiminle ve nerede yedim?
tuvalete hangi günler çıktım?
ne zaman ve ne kadar spor yaptım? ( hangi saatlerde ve hangi sporla eğlendim)
ne kadar su içtim? vs. bunları
Sonraları ses kaydına başladım. Daha eğlenceli geldi. yatmadan önce de dinliyordum ki çok komik kayıtlar olmuş. :)
İlk haftadan çözdüm ki yalnız yiyorum(doğal olarak) saatler değişken :( genelde pc başında dizi izleyerek yiyorum. İlk 10 günün sonunda notlarıma bakınca anladım ki idarecimle telefonda dahi konuşsam daha çok yiyorum :) arkadaş buluşmalarında daha çok yiyorum. İsmi lazım değil malum arkadaşla ne zaman görüşsem çoookkkkk yiyorum.
kesinlikle dans ya da yüzme benim için mükemmel olsalarda saatler uymadığı için ya da evde üşendiğim için yrüyüş eve gelince de egzersiz yaptım Çözdüm ki ne yaparsam yapayım ikindi vakti benim vaktim :) Hep o saatlerde dışarı çıkıp yürüdüm. En sevdiğim müzikler kulağımda. Ohh miss
9. sadece her 10 günde bir tartılma kararı aldım.
Ohhh miss her şey yolunda tıkırında iken pat annem ziyaretime geldi. Ne zaman hadi annem yürüyüşe çıkalım desem dizim bitsin sonra, namazım bitsin sonra, bugün yorgunum sonra dedi :((( e sanane be mercimek çık sen yürü yok anam benimde motivasyon düştü. Yetmedi e sen ne zamandır hasretsindir bu yemeklere diye düşünen annem eve ne zaman gelsem mutfakta ocakbaşında yakalandı bana. Ya el açması börek yapıyor, ya sarma-dolma, ya mantı yada içli köfe vs. Haydaaaaa bir iki yemem dedim ama benimki de can yani nefis bu terbiyesi öyle çorbaların ki kadar kolay değil. Bu da yetmedi her yaptığından fazla fazla yaptı dondurucuya koydu ben yokken yersin dedi. Hayydaaaaaa e oldu mu bu şimdi annem. Olmadı olamadı. verilenler hızla alında :((( motivasyon yerlerde...
Neyse bu yüz gün oldu bana 160 gün ( 1 ay annem kaldı 1 ayda bana bıraktıkları) 2 ay da böyle geçti. geriye aldığım kilolar da cabası takvimimin 40 gün gerisine düştüm. dolayısıyla 4 kilo offfff offfff neyse bir şekilde yine motive ettim kendimi. ( tabi tabi çok ettim. bu süre zarfında tek bir pantolona girebildim. ikinciyi almam sana dedim kendime. önce ver sonra haket :)))
Temmuz ayı boyunca yine dikkat edip 53 kiloyu gördüm tatile çıkarken ilk yaptığım şey diyetisyen randevusu almak oldu. tatilimin 2. günü diyetisyenle randevuya gittim. rabbim razı olsun 2-3 yıldır en kötü 60 en iyi 52 -53 kilo olup bırakıyordum. bu durumdan yorulmuştum. verdiği listede şimdi beni şaşırtttı normalde hiç açlık hissettirmezdi verdiği listeler. haftada 3 gün yürüyüş verirdi oldu mu 7 gün. pilav yok. makarna yok. tatlı yok. :( yumurta varsa peynir yok peynir varsa yumurta yok hadi buyur dedim kendi kendime. inanılmaz yoğun geçti her sabah 6 da uyanıp yürüdüm. (7 çok geç güneş yakıyordu valla.) bugün kendin için kalk yürü dedim. 1 ay sadece 1 ay sonra istediğin fiziğe kavuşacaksın. hep böyle motive oldum. neredeyse her gün yüzdüm. her yere yürüyerek gittim.10 gün sonra 2. randevuda 49 kilo olmuştum. Ben 49 ben yaaa ben ve 50 nin altı ben en son 11-12 yıl önce 50 altı olmuşumdur. Nasıl şaşkın nasıl mutlu. İnanamadım yaaa. sonra tatilime otelde devam ettim herşey dahil açık büfe olmasına rağmen 10 gün boyunca listemin dışında sadece 2 yemek kaşığı kadar irmik helvası yediğimi hatırlıyorum. Sabret dedim daha iyi sen için bu sefer yemesen ölmezsin. otelden bayram için memlekete gidince olan oldu. Kim görse ay çok zayıflamışsın. aşırı çirkinleşmişsin (ki benim daha verilecek 2 kilom vardı) böcek gibi olmuşsun. Çok çirozsun. safinaz olmuşsun. sözleri akrabaların sen bir daha zor bulursun ısrarlarıyla yine içli köfteler,sarımsaklı köfteler(fellah köftesi) sarmalar dolmalar,mangallar,kısırlar,şırdanlar derkennnn yine 51 oldum 1.5 aydır hala 50 kiloyum hedef 48. (gerçi diyetisyenim 47 olalım diyor ama 49-50 iken bile sadece annem, ablam, şenayım şinanayım ve niymetim çalışkanım içten tebrik ettiler beni.) Çok üzüldüm yaaa size ne size neeeeeeee. Bu güne kadar kiloluydum. bırakın zayıflığın tadını çıkarayım. ama yoookkkk çirkinim işte var mı itirazı olan. bakalım nasıl işleyecek süreç benim için.
İstanbula döner dönmez hem platese yazıldım haftada 2 gün. hem yüzüyorum yine 2 gün bu günlerde de yürüyerek gidiyorum salona ki yaklaşık 40 dk. gidiş 40 dk. dönüş demek.
Artık son iki kilo sonra koruma. inanın koruma için çok ama çok sabırsızım. hatta hala kızıyorum kendime 1 ay önce korumaya geçmiş olabilirdim..
Neyse asıl mesele ne biliyor musunuz. Ben hala aynadaki yeni görüntüme pek alışamadım. Bel oyuntumu görünce gerçekten bu benim bedenim mi diye daha yakından bakıyorum aynaya. evin içinde, kabinde, istediğim kıyafetleri giyebilmek çok güzel bir duygu. eskiden satış temsilcilerine 38 bedenini verir misiniz dediğimde 40 olur size derlerdi hakiketen 40 zar zor olurdu. şimdi 36-34 bedenim ama önemli olan ölçü değil tabi görüntüm. çok mutluyum. bu yolda bana yol gösteren 12 yıldan sonra rekor kiloya ulaşmamı sağlayan Dyt. Aydın Gül'e ne kadar teşekkür etsem az. Not: herkes yaa çok kilon kalmamış ne yapacan diyetisyene gidip dediklerinde çok rahat verirsin ısrarlarına kulaklarımı tıkadım. çünkü çok uzun yıllardır. 60-53 arasında pinpon topu gibiydi bu beden. hiç pişman değilim . Aydın bey benim 3 yılda yapamadığımı 10 günde yaptı. kaldı ki her 60 ı gördüğümde onun verdiği eski listelerimi yapıyordum.
aşağıya 3 görsel bırakacağım. üçüde benim. 1. diyete ilk başladığım 71.2 kilo
2. 55 kilo 3. ise 49 kilo olduğum halim :)))
bırakamadı çünkü bulamadı. :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder