10 Adımda Öğretmenlikte
Tükenmişlik Sendromundan Kurtulmak
“Neden öğretmen olmak istedim?” Hepimiz tükenmişlik hissiyle yüzleşiriz,
bazen günlük olarak, ya da bazen benim durumumda olduğu gibi dördüncü dönemden
sonra. Çoğu zaman kendimizi toparlayıp üzerimizdeki tozu kiri silkeleyip,
öğrencileri eğitmede başarılı olmak için yeni stratejiler denemek üzere yeniden
sınıfa döneriz. İtiraf etmeliyim ki , her seferinde içimde tekrar deneme
isteğinin uyanması gittikçe daha da zorlaşıyor. Öğrencilerin birkaç yıl
öncesinden daha zor olduklarını düşünmeden duramıyorum. Ayrıca üzerimizdeki
sorumluluklar gittikçe daha da bunaltıcı olmaya başladı. Ve tabii ki öğretmen
maaşları yetersiz. Hal böyleyken şunu sormadan duramıyoruz: “Buna değer mi?”
Yapılmaması gerekenler listesi hazırlamak yerine daha proaktif bir duruş
sergileyip tükenmişlik hislerini azaltmanıza ve “Evet, değer!” cevabı vermenize
yardım edecek şeylerin listesini yaptım.
Adım #1) Öğrencilerinizle Her Gün Eğlenin
Şakalar, hikayeler, bulmacalar, zeka oyunları vs. paylaşın. Bu dersi, hem
siz hem de öğrencileriniz için ilginç kılar. Sadece bir iki dakika sürer ve
çocukların günün konusuna uyum sağlamalarını kolaylaştırır.
Adım #2) Sağlığınıza Dikkat Edin
Bedeninizin fiziksel durumu duygusal tepkilerinizi etkiler. Bu yüzden asla
kendinize dikkat ettiğiniz için suçlu hissetmeyin. Öğle yemeğini ya da sabah
kahvaltısını atlamak çok kötü bir fikir. Her gün yeterli uyku aldığınızdan emin
olun. Eve döndüğünüzde küçük bir canlandırıcı şekerleme yapın. Ayaklarınızı
rahat ettirmek için daha iyi ayakkabılar edinin. Eskiden aktif bir öğretmen
olduğumu ve bu yüzden egzersize ihtiyaç duymadığımı düşünürdüm, ancak
kardiyovasküler ve üst beden egzersizlerine ihtiyacım olduğunu fark ettim.
Haftada iki gün, koşu bandında 30 dakika, mucizeler yaratır. Basit şınavlar
karnınızı, sırtınızı ve kollarınızı güçlendirir. Bunların, günün sonunda
kendinizi yıpranmış hissetmemenize nasıl da yardımcı olduğunu gördüğünüzde
şaşıracaksınız.
Adım #3) Yeni Bir Şey Öğrenin Ve Bunu Öğrencilerinizle Paylaşın
İlginç bir kitap okuyun. İster eğitimle ilgili ya da eğitimden bağımsız.
Ben, Amanda Ripley’den “Dünyanın En Zeki Çocukları Nasıl Öyle Oldular?” isimli
kitabı okuyorum. Çok ilginç ve eğitimle ilgili, böylece ders planlama ya da not
vermeden zaman çalma konusunda kendimi suçlu hissetmiyorum. Her zaman okumak
istediğiniz ama asla zaman bulamadığınız bir klasiği okuyun. Bir TED konuşması
izleyin ya da beyinle ilgili ilginç yeni araştırmaları okuyun (bu arada benim
yapmak istediğim de bu).
Adım #4) Başka Bir Öğretmene Yardım Edin
Motive eden deneyimlerinizi yerel olarak ya da online olarak paylaşın. Eğer
bir bloğa yorum yazmaya zaman ayırırsanız, aldığınız tepkilere
şaşırabilirsiniz. Kendi bloğunuzu açabilir, yeni başlayan ya da tükenmişlik
hissine kapılmak üzere olan öğretmenlere yardım etmek için eğlenceli yazılar
yazabilirsiniz. Mesleki hayatınızda aktif olun: Gönüllü öğretin, workshop’lar
hazırlayın, resmi ya da gayrı resmi olarak başka bir öğretmene akıl hocalığı
yapın. Hepimiz alabildiğimiz kadar yardım almaktan büyük fayda görürüz.
Adım #5) Birinin Gününü Aydınlatın
Bir aileyi arayın ve çocuklarının ne kadar iyi olduğunu söyleyin. Zorluk
yaşayan bir öğrenci bulun ve iyi yaptığı bir şey hakkında ona samimiyetle
iltifat edin. Bir yöneticiye ya da öğretmen arkadaşınıza küçük bir teşekkür
mesajı göndererek, onlara sarılarak ya da küçük bir hediye sunarak minnet
duygularınızı gösterin.
Adım #6) Hafifleyin
Gülümseyin (tatil değil ama olsun). Aynaya bakıp gülümsemeyi deneyin, sonra
gerçekte gülmemeye çalışın. Bu neredeyse imkansızdır. Bu yüzden kendinizi
gülümseyecek gibi hissetmiyorsanız bile gülümsemeyi deneyin. Eğer
öğrencilerinizi kapıda selamlar ve onlara gülümserseniz bir mucize gerçekleşir:
Onlar da size gülümserler.
Adım #7) Bir Bilim İnsanı Olun
Yeni stratejilerle denemeler yapın ve onlar hakkında uzmanlaşın.
Öğrencilerinizden yardım isteyin. Bir kontrol grubu ve deney grubu kurun.
Sonuçlarınızı belgeleyin ve onları bir toplantıda ya da konferansta paylaşın.
Başarıyı kutlayın.
Adım #8) Olumlu Tarafından Bakın
Pozitif düşüncenin sesi olun, öğretmenler odasında bile. Bu, durumu
değiştirmez ama kendinizi daha iyi hissedersiniz ve neşeniz yerine bile
gelebilir. Öğretmenlik çok zor olsa da, asla tamamen kötü değildir. Yarı boş
bardaklar, yarı dolu olanlar kadar heyecan verici değildir.
Adım #9) Ortamı Değiştirin
Akıllı tahtaları kapatın, sıraları kaldırın ve ışıkları yeniden ayarlayın.
Sevdiğiniz kokuları getirin. Maceracı olun. Okula, kokulu mum ya da prize
takılan koku cihazları getirip getiremeyeceğinizi danışmayı unutmayın.
Adım #10) Öğrencilere Daha Fazla Güvenin
Öğrencilerin onlara daha fazla güveneceğinizi bilmelerine izin verin ve
onlara güveninizi kazanmaları için fırsatlar yaratın. Proje bazlı öğrenmeye
zaman ayırmayı deneyin. Güçlü konu başlıkları geliştirin, öğrencilerle
paylaşın, siz onlara eşlik ve koçluk ederken öğrenmelerine izin verin.
Bir Şeyleri Tersine Çevirmek
Öğretmenlerin katlanmak zorunda oldukları bütün bu (evet söyleyeceğim)
“çöpler” yüzünden pesimizmin ve negatifliğin tuzağına düşmek daha kolay gibi
görünüyor. Ama bu bizim seçimimiz olmak zorunda değil. Tutumumuzu kendimiz
seçebiliriz. Ve benim önerdiğim şeyleri yapmak, uzun bir süre akıl ve ruh
sağlığımızı korumamıza ve tükenmişlik duygusundan kurtulmamıza yardımcı
olacaktır.
Kaynak: http://www.edutopia.org/blog/ten-tips-to-avoid-teacher-burnout-ben-johnson
5 yorum:
Merhaba,
dark_blue'nun blogunda, onun blog listesinde gördüm blogunuzu tesadüfen, baslik dikkatimi cekti geldim:) Ögretmen oldugunuzu okuyunca dayanamadim, cok severim ögretmenleri, kutlamak istedim.
Ögretmenler gününüz kutlu olsun, iyi ki varsiniz:)
Selamlar
Ayse
Alllaaahhh! Bir de simdi gördüm, sag taraftaki tanitim yazisinda: "Yasasin yemek yemek" demissiniz. En gec simdi kalbimi kazandinz zaten:))
Çok teşekkür ederim hoş geldiniz :) bu arada bende ki tek 3Y Yaşasın Yemek Yemek değil bir 3Y daha var Yatak-Yastık-Yorgan ;)
Oohhooooo....tamamdir, ben suraya hemen bir kamp kurayim:)
Bir de o resimdeki dünya tatlisi yumurcak kim acaba? Cocugunuz mu yoksa? Allahim ne seker birsey öyle o! :)
tabi ya kur kampını yalnız bırakma beni :)) Fotoğraftaki afacan ( ki cidden öyle hepimize kök söktürüyor) yiğenim. Arslan :)))
Yorum Gönder