13 Ocak 2013 Pazar

Geleneksel Kış Şenlikleri Başlasın :) 1. film izlemek


     İstanbul da hava oldukça kötüydü geçtiğimiz günlerde. Nasıl bu havada okullar tatil olmaz diye düşünürken valilik beklenen açıklamayı yaptı: İstanbul'da okullar iki gün tatil edildi. ;)   Hava  kötü bende topal olunca  dışarı çıkamadım. ( Kartopu oynamayı çok isterdim :(    Belki başka bahara. Evde eğlenelim dedik.

     O zaman evdeki şenlikler başlasın ...

     Önce bir kaç film kiraladık.  İlki Jack and Jill komedi türünde güzel bir filmdi.Başrollerde adam Sandler ve Katie Holmes var.


Konusu: Ailesine bağlı olan Jack, ikiz kız kardeşi Jill'i Şükran Günü'nde aile yemeğine davet eder (aslında onunla vakit geçirmeyi hiç istememktedir.) ve onunla bir anlaşma yapar. Fakat bir süre sonra işler tersine döner ve Jill evden ayrılır...
Aslında komedi filmlerinde konu aramam neticede gülmek için izlerim. Bu filmde de ben oldukça güldüm...

      Diğeri; Sihirbaz bunu da beğendim ben.




Konusu: Marangoz bir ailenin oğlu olan Eisenheim (Edward Norton), aristokrat bir ailenin kızı Sophia'ya (Jessica Biel) aşık olur; ancak sosyal konumları nedeniyle ilişkilerinin yasaklanması sonucu Avusturya'yı terk ederek dünyayı keşfe çıkar. Eisenheim15 yıl sonra ünlü bir illüzyonist olarak isim yapmıştır; ülkesine döndüğünde eski sevgilisi Sophie Avusturya-Macaristan veliaht prensi Leopold (Rufus Sewell) ile nişanlanmak üzeredir. Ünü tüm ülkeye yayılan Eisenheim'in bir gösterisine Prens Leopold müstakbel nişanlısı Sophie ile katılır; Eisenheim'in küstah tavrı ve kendisine üstü kapalı meydan okumasına sinirlenen prens sihirbazın gösterisinin yasaklanmasını emreder. Bir taraftan Prensin emirlerini uygulamak zorunda olan ancak diğer taraftan sihirbazın yeteneklerinden etkilenen Müfettiş Uhl (Paul Giamatti) Eisenheim'i uyarsa da; Eisenheim ve Sophie'nin tekrar birleşmesi kaçınılmazdır. Müstakbel nişanlısı tarafından reddedilmeyi kolay kabullenemeyen Prens, Eisenheim'in doğaüstü güçleri ve insanlar üzerindeki etkisinden de rahatsız olunca, iki adam arasında büyük bir mücadele başlar...




Ve üçüncüsü;  A Moment To Remember Şu sıralar vizyondan kalkan Özcan DENİZ'in Evim Sensin Filminin orjinal versiyonu 2004 Kore yapımı. Evim Sensin'i izlemedim ama Kore versiyonuna saatlerce ağladım. Film bittiğinde çok rahatlamış hissettim kendimi.


                          




Dördüncü film; The Prestige bu sonuna şaşırdığım filmlerden biriydi açıkçası.  


Konusu:  illüzyon kumaşından örülmüş bir macera. Bu beklenmedik dönüşlerle dolu gizemli öyküde, Viktorya Devri’nde iki sahne sihirbazı, giderek şiddetlenen bir savaşa ve birbirlerinin mesleki sırlarını ortaya çıkartmak için doymaz bir susuzluğa dönüşen güçlü bir rekabete girişiyorlar. Bu iki görkemli adamın cüreti tutkuya, şovmenliği bilime ve hırsı dostluğa kırdırmalarının sonuçları tehlikeli, ölümcül ve hileli oluyor. Her şey yüzyılın başında, hızla değişen Londra’da başlıyor. Sihirbazların ünlü ve en üst mertebede idol olarak kabul edildikleri bir zamanda, iki genç sihirbaz şöhrete giden yolu çizmeye başlarlar. Gösterişli, sofistike Robert Angier (HUGH JACKMAN) tam bir şovmenken, yontulmamış ve gelenekçi Alfred Borden (CHRISTIAN BALE) sihirli fikirlerini gösterme yeteneğinden yoksun, yaratıcı bir dahidir. Birbirlerini takdir eden arkadaşlar ve ortaklar olarak yola çıkarlar. Ama en büyük numaraları ters gidince, aralarında ömür boyu sürecek bir düşmanlık başlar; ikisi de bir diğerini geçme ve altüst etme niyetindedir. Sürdürdükleri aşırı rekabet, her numarayla, her gösteriyle daha da büyür; ta ki sınır tanımayana, hatta elektriğin yeni ve inanılmaz güçlerini ve Nikola Tesla’nın bilimsel dehasını işin içine dahil edene dek...







Şimdide film zevkine çok güvendiğim kardeşimin tavsiyelerini eklemek istiyorum belki fırsat bulur izlersiniz...

 Film HEP SENİ ARADIM konusu ilginç,şaşırtıcıymış. Bakalım ilk fırsatta izleyeceğim.




















1 yorum:

SÖYLENMEMİŞ NE VARSA... dedi ki...

"Hep seni aradım" İstediğim tadı vermedi bana. Bakalım artık yeni filmimiz ne olacak.