24 Ocak 2013 Perşembe

Ne Haftaydı...

     Çok zor geçti bu hafta benim için. Pazar günü İnanılmaz ağrılarla uyandım. Ne sancıydı o öye. Umarım tekrar yaşamam :(  . Hastaneye kaldırıldım. Kistim yinelemiş. Bu defa sol yumurtalıktaymış :(   Çok üzüldüm.  Ağrılar devam edecekmiş. Şimdilik ilaçla tedavi olacağım. doğum kontrol hapı kullanacağım bir süre umarım işe yarar. iki gün okula gidemedim. 3 kilo vermişim istifra etmekten. sabah akşam iğne oluyorum.  Yinede ağrılarım dayanılmaz :(   Geçen yıl sağlık sorunlarıyla boğuştum. Çok bir şey anlamadım. Bu yıl öyle olmaz diye umuyordum ama öyle olmadı. :(
    
     Sonra e-okul var tabi karne telaşına düştük bir taraftan yazılıları gir, sözlüleri ver, performasları kontrol et, davranış notları gir, karne görüşü yaz,  derken o da tamamlandı. Yarında kısmetse karneleri vereceğiz...

     Kırık olan ayağım bir haftadır akşamları çok sızı yapıyor. Bazen gözümden yaşlar geliyor ağrıdan... Bu da normalmiş bu ağrılar bi süre daha benimle olacakmış...

     Yatarken yeni başladığım kırmızı atkıyı bitirdim ve yiğenime çok güzel bir bere işledim.

     Cuma günü misafirlerim var annem ve yiğenim beni ziyarete gelecekler. Çoookkkkk heyecanlıyım işin güzel tarafı yiğenim kar görmeye kardan adam yapmaya geliyor ama ortada kar olmadığı gibi önümüzdeki 15 günlük tahmini hava raporlarında kar yağışıda gözlenmiyor. Bakalım geldiği gibi "ben annemi istiyorum". "Beni anneme götürün" diye  söylenecek mi :) Şimdilik bu kadar. 
 feryad eder mi diye şimdiden endişelenmeye başladım. 6 gün kalacak altı üstü ama ilk defa annesinden ayrılacak. Bir de evde kız kardeş var 6 aylık. :)  Çokta kıskancız. Onları ana-kız başbaşa bıraktım diye pişman da olabilir. O yüzden gönlünü hoş tutmak istiyorum kuzumun. Teyze yiğen bol bol gezelim eğlenelim istiyorum. Hayırlısı bakalım.

     Şimdi kalkıp yiğenim için şekerpare yapacağım. Çok sever ilk günden gönlünü hoş tutmak lazım :)


sevgiyle kalın...

    

23 Ocak 2013 Çarşamba

 
 
Rabb'imize Sonsuz Şükürler Olsun,İyi Ki Doğdun Ya Resulallah..Dualarımız Kabul,Mevlid Kandilimiz Mübarek Olsun...
 
 
 
Ve Daha Söylenmemiş Ne Varsa...

20 Ocak 2013 Pazar

sonunda atkımı ütülemeden yayınlamaya karar verdim. :)

 sonunda parçalar  birleştirildi. Birleştiemek ,örmekten daha çok uğraştırdı. :)



 Model ütülenmediği iiçn tam olarak ortaya çıkmasada renk çok güzel oldu. İnşallah şu karne telaşından sıyrılıp ütülenmiş olan son halini de yayınlarım.

Buda yeni başladığım atkı aynı modelden yine yapıyorum. Ayrıca yiğenime hediye etmek için çok güzel bir bere yapıyorum. Bakalım onlarda bitince beğenecek misiinz?


19 Ocak 2013 Cumartesi

Özlüyorsan git araymış mış mış mış...

Yok özlüyorsan araymışta
Yok Seviyorsan söyleymişte
Mış mış...  :(

     Şimdi hemen konuya giriyorum.
Uzuuunnnn zamandır benimle görüşmek isteyen birisi vardı. Ama koşullar uygun olamadığından hep reddettim (uzun zamandır dediğim 2005 Ocak ayından bu yana) sürekli değil tabi. Önce hayatımda birisi olduğu için reddettim. sonra benim ilişkim bitti. Ayrılıktan 1,1.5 yıl sonra bir şekilde karşılaştık ve  ben aradaki arkadaşa görüşmek istediğimi söyledim. Geç kalmışım... Öyle söyledi arkadaşım. Neyse Uzatmadım aradan 1,2 yıl geçti arkadaşım Şahsın benimle görüşmek istediğini söyledi. Hayır dedim... Çok sonra nişanlandığını duydum... (İçimden kıskanmadım dersem yalan olur ;)   Neyse aylar sonra arkadaşım bu şahsın benimle görüşmek istediğini söyledi. Hadi canım dedim O evlenmedi mi? derken ayrıldığını duydum. Kısmet... diye geçirdim içimden belki kaderimiz birdir ( Hııı  ne demezsin çok bir )  Neyse önce düşünmeden kabul ettim tamam dedim bu defa görüşelim artık. Telefonu kapar kapamaz içimi sıkıntı kapladı. Bir yerde okumuştum bir karar verirken sakin değilseniz sıkıntı oluyorsa bu yanlış karar diyordu. Sanki her okuduğuma riayet edermiş gibi buna inandım arkadaşımı arayıp hayır dedim.Evliliğin eşinden yeni dönmüş birisi nasıl hemen etrafına bakabilir. Nasıl başka insanlarla ilgilenebilir dedim.Küstüm işte oynamıyorum... Neyse arkadaşımda bana hak verince bundan cesaretle daha emin hayır dedim. Neyse aylar sonra bana (Çocuk oyuncağına çevirmişken işi ) Bu kişiden bahsedilence tamam dedim. Görüşmeye hazırım. :) Ne oldu dersiniz :) tabiki hayır  karşı taraftan geldi. Daha doğrusu arkadaşım olmaz dedi ama nedenini açıklamadı. Sonunda etraftakilerinde gazına gelerek cesaretimi toplayıp ben aradım ... Allahım nasıl böyle birşey yaptım. Açmadan kapattım :( 2 hafta sonra yani bugün kendi verdiğim kararla aradım. akşam dönüş yaptı. Havadan sudan konuştuk falan derken ilişkisi olduğundan bahsetti. :(   Ben konuya giriş yapamamışken :( Offfff  çok utandım çoookkkkk halada utanıyorum... Demem o ki aramayın sormayın Gerçekten kader birliğiniz varsa o sizi bulacaktır. Bazende hayır demeden önce bir kez daha düşünün.  Bunun son şansınız olabileceğini unutmayın...


Offfffffffffffff  ama ben çok utanıyorum hala :(

15 Ocak 2013 Salı

Geleneksel Kış Şenlikleri Başlasın :) 5.Sinemaya Gitmek.....




         Bu Hafta okullar iki gün tatil oldu. Benim de bir günüm boştu. Niymetim çalışkanımla günlerden birini değerlendirelim dedik. Önce Haliç Sosyal Tesislerinde çok güzel öğle yemeği yedik. Sonrasında amacımız kahvelerimizi Pier Lotti de içmek idi ama bir anda sinemaya gitmeye karar verdik. İç karartıcı, kasvetli havalarda yapmayı en çok sevdiğim şey ya evde film izlemek yada sinemada izlemektir.

Biz Sefiller'e gidebiliriz diye düşünmüştük ama vizyona girmemişti. Bir daha ki sefere inşallah.


   Bozuk olmayan moralimizi arttırmak için Cem Yılmaz'ı seçtik.

stand-up şov gösterilerinin sinema versiyonu olan film, ünlü oyuncunun  komedyenlik yönünü olduğu gibi beyazperdeye taşıyan bir yapım. İnsanların gündelik hayatında karşılaştığı fakat üzerinde durmadan geçip gittiği hayata dair detayları kendisine has mizah anlayışı ile değerlendiren Cem Yılmaz, ne kadar sıra dışı bir gözlem gücü olduğunu da bu vesileyle yeniden hatırlatıyor.


Tek kelime ile anlatmak gerekirse;GÜLDÜM... :)
Ama gülmekten yüz kaslarım ağrıdı. bazen artık yeter bi ara verse diye düşündüğümde olmadı değil ama çabuk geçti bu düşünceler :)   morali bozuk olanlar,olamayanlar, Cem YILMAZ sevenler, Komedi sevenler, küfre katlanırım diyenler,Bu hafta pirzola yiyemedik o zaman cem Yılmaz'a gidelim diyenler buyurun derim....

14 Ocak 2013 Pazartesi

Geleneksel Kış Şenlikleri Başlasın :) 2. Yapboz Yapmak...



Çok severim yapbozu ben Mevsimlerden de kış olunca tam yapboz zamanı dedim .
Şükran Ablamda görüp beğendiğim Ravensburger'in 1000 Parçalık " Huzur ve Uyum" isimli  yeni puzzle :) Çok heyecan verici. Ben puzzle birleştirmeyi çok severim. (Birleştirebildiğim sürece: ) Sonra onları çerçeveletip hediye etmeyi :) bakalım bu kaç günde bitecek :)















anaamm Ne güzelde ilerliyorum emin adımlarla  :D









Bazen gecenin bir yarısı uyanıp kaldığım yerden devam ettim :)









Yazıyı yayınlama fırsatı bulamadan yapboz bitti bile. :)  






Hatta ikincisine başladım.   ;)






Buda Dianne  DENGEL 'e ait "Mutluluğun Resmi " adlı tablonun yapbozu ;)  Bu diğeri kadar kolay gelmemekle birlikte ara tatile kadar  devam edenen heralde Malum okullar kapanmak üzere ve yazılı,performans notu vs. yoğunluğundayız. Hepimize kolay gelsin ;)



SÖYLENMEMİŞ NE VARSA...


 
 
 
 
 
SEVGİYLE KALIN...

Geleneksel Kış Şenlikleri Başlasın :) 3. Örgü Örmek...

Ve büyük haber hayatımda ilk defa örgü örmeye başladım. Çok mutluyum ki... :D

Uzun süredir güzel bir atkı bakınıyordum kendime ama denk gelmiyordu. Bir gün ders anlatırken bir öğrencime:
"Ver bakayım o sıranın altındaki atkıyı ." dedim :)  hehehe

Bayıldım modele. tamam dedim budur.  İyide ne var bunda beğendinse beğendin. Ben örgünün A'sından anlamam. :) Kim ördüyse aynından istiyorum dedim. :) Parası neyuse hallederiz :) Malesef hediyeymiş. Ören kişide şehir dışındaymış , modelle ilgili hiç bir fikri yokmuş :( Ben de öğretmenler odasına herkese tek tek sordum bana bunu ören çıkmaz mı diye?  Çıkmadı. :(
Nergülüm gülüm ben bunun modelini de çıkarttırırım , senin için nasıl örüldüğünüde öğrenirim dedi ve dediğini yaptı. Şimdi ben örüyorum. Firketeyle örülüyor bu çevrede bulamadığımız için normal bir demir şişi eğerek kullandık. azıyı paylaşıma hazırladığım şu saatlerde 4. ve son parçasını örüyorum. Muhtemelen Nergülüm gülüm yarın birleştirmesinide gösterecek.





o kadar kolaymış ki ne diye bunca yıl korkmuşum örgüden bilmiyorum Allah bilir ben biraz uğraşsam (7 gün 24 saat kadar) bir iki yıla kalmaz dikiş makinesi denen o aletide kullanmaya başlayabilirim . Yani bilmiyorum. Hani beeellllkiiiii :)  -Ah ah şu dikiş, nakış,örgü konusunda accuk yeteneğim olaydı ne güzel olurdu :)
 
 
 
 
 

Bu Nergülüm Gülümün bana öğreteyim diye başlayıp bitirdiği atkı :( nerdeyse 5 gün oldu bitireli ...


 
 
 
 
SÖYLENMEMİŞ NE VARSA...

13 Ocak 2013 Pazar

Geleneksel Kış Şenlikleri Başlasın :) 1. film izlemek


     İstanbul da hava oldukça kötüydü geçtiğimiz günlerde. Nasıl bu havada okullar tatil olmaz diye düşünürken valilik beklenen açıklamayı yaptı: İstanbul'da okullar iki gün tatil edildi. ;)   Hava  kötü bende topal olunca  dışarı çıkamadım. ( Kartopu oynamayı çok isterdim :(    Belki başka bahara. Evde eğlenelim dedik.

     O zaman evdeki şenlikler başlasın ...

     Önce bir kaç film kiraladık.  İlki Jack and Jill komedi türünde güzel bir filmdi.Başrollerde adam Sandler ve Katie Holmes var.


Konusu: Ailesine bağlı olan Jack, ikiz kız kardeşi Jill'i Şükran Günü'nde aile yemeğine davet eder (aslında onunla vakit geçirmeyi hiç istememktedir.) ve onunla bir anlaşma yapar. Fakat bir süre sonra işler tersine döner ve Jill evden ayrılır...
Aslında komedi filmlerinde konu aramam neticede gülmek için izlerim. Bu filmde de ben oldukça güldüm...

      Diğeri; Sihirbaz bunu da beğendim ben.




Konusu: Marangoz bir ailenin oğlu olan Eisenheim (Edward Norton), aristokrat bir ailenin kızı Sophia'ya (Jessica Biel) aşık olur; ancak sosyal konumları nedeniyle ilişkilerinin yasaklanması sonucu Avusturya'yı terk ederek dünyayı keşfe çıkar. Eisenheim15 yıl sonra ünlü bir illüzyonist olarak isim yapmıştır; ülkesine döndüğünde eski sevgilisi Sophie Avusturya-Macaristan veliaht prensi Leopold (Rufus Sewell) ile nişanlanmak üzeredir. Ünü tüm ülkeye yayılan Eisenheim'in bir gösterisine Prens Leopold müstakbel nişanlısı Sophie ile katılır; Eisenheim'in küstah tavrı ve kendisine üstü kapalı meydan okumasına sinirlenen prens sihirbazın gösterisinin yasaklanmasını emreder. Bir taraftan Prensin emirlerini uygulamak zorunda olan ancak diğer taraftan sihirbazın yeteneklerinden etkilenen Müfettiş Uhl (Paul Giamatti) Eisenheim'i uyarsa da; Eisenheim ve Sophie'nin tekrar birleşmesi kaçınılmazdır. Müstakbel nişanlısı tarafından reddedilmeyi kolay kabullenemeyen Prens, Eisenheim'in doğaüstü güçleri ve insanlar üzerindeki etkisinden de rahatsız olunca, iki adam arasında büyük bir mücadele başlar...




Ve üçüncüsü;  A Moment To Remember Şu sıralar vizyondan kalkan Özcan DENİZ'in Evim Sensin Filminin orjinal versiyonu 2004 Kore yapımı. Evim Sensin'i izlemedim ama Kore versiyonuna saatlerce ağladım. Film bittiğinde çok rahatlamış hissettim kendimi.


                          




Dördüncü film; The Prestige bu sonuna şaşırdığım filmlerden biriydi açıkçası.  


Konusu:  illüzyon kumaşından örülmüş bir macera. Bu beklenmedik dönüşlerle dolu gizemli öyküde, Viktorya Devri’nde iki sahne sihirbazı, giderek şiddetlenen bir savaşa ve birbirlerinin mesleki sırlarını ortaya çıkartmak için doymaz bir susuzluğa dönüşen güçlü bir rekabete girişiyorlar. Bu iki görkemli adamın cüreti tutkuya, şovmenliği bilime ve hırsı dostluğa kırdırmalarının sonuçları tehlikeli, ölümcül ve hileli oluyor. Her şey yüzyılın başında, hızla değişen Londra’da başlıyor. Sihirbazların ünlü ve en üst mertebede idol olarak kabul edildikleri bir zamanda, iki genç sihirbaz şöhrete giden yolu çizmeye başlarlar. Gösterişli, sofistike Robert Angier (HUGH JACKMAN) tam bir şovmenken, yontulmamış ve gelenekçi Alfred Borden (CHRISTIAN BALE) sihirli fikirlerini gösterme yeteneğinden yoksun, yaratıcı bir dahidir. Birbirlerini takdir eden arkadaşlar ve ortaklar olarak yola çıkarlar. Ama en büyük numaraları ters gidince, aralarında ömür boyu sürecek bir düşmanlık başlar; ikisi de bir diğerini geçme ve altüst etme niyetindedir. Sürdürdükleri aşırı rekabet, her numarayla, her gösteriyle daha da büyür; ta ki sınır tanımayana, hatta elektriğin yeni ve inanılmaz güçlerini ve Nikola Tesla’nın bilimsel dehasını işin içine dahil edene dek...







Şimdide film zevkine çok güvendiğim kardeşimin tavsiyelerini eklemek istiyorum belki fırsat bulur izlersiniz...

 Film HEP SENİ ARADIM konusu ilginç,şaşırtıcıymış. Bakalım ilk fırsatta izleyeceğim.




















1 Ocak 2013 Salı

Güzel Yeniliklere...


                Sıradaki yıl tanıdık ve tanımadıklara, yolda karşılaştıklarıma, göz göze geldiklerime, selamlaştıklarıma, sevenlerime  ;) ,sevdiklerime gelsin...

                    O zaman hepimize huzur,sağlık dolu kocaman güzel bir yıl dileyerek 2012 'yi bitiriyorum. İnsanlığa insanlık diliyorum...



          VE DAHA SÖYLENMEMİŞ NE VARSA...